BURUN ETİ ESTETİĞİ (KONKA)
Konka hipertrofisi denilen alt burun etlerinin büyümesi durumunda genellikle geceleri daha artan burun tıkanmalarının tedavisinde bu etlerine yönelik ameliyatlar gerekebilir.
Burun fonksiyonlarında çok önemli yeri olan konkalar (alt burun etleri) hiç bir şekilde tamamen çıkartılmamalıdır. Geçmişte uygulanmış olan tür cerrahileri takiben burun fonksiyonları bozulmakta, solunum fizyolojisindeki olumsuz sonuçların yanı sıra burun içinde oluşan kuruma, kabuklanma, tekrarlayan enfeksiyonlar ve yanma hissi gibi şikâyetlerin çözümü son derece zor hatta bazen imkânsız olmaktadır.
Bu nedenle günümüzde konkalar alınmamakta sadece küçültülmekte ve burun etinin önemli görev yapan dış yüzey cildine zarar vermeyen teknikler tercih edilmektedir.
Burun ortasında iki burun pasajını ayıran septum isimli kemik ve kıkırdak yapının bir tarafında eğrilik olan ve tıkanıklık yapan hastaların büyük kısmında hacim olarak daha geniş olan karşı burun pasajındaki etlerde büyüme oluşmaktadır. Bu nedenle deviasyon ameliyatlarının çoğunda solunum açısından yeterli bir sonuç elde edebilmek için aynı ameliyat sırasında özellikle eğikliğin karşı tarafındaki burun pasajında yer alan etlerinin uygun bir müdahale ile küçültülmesi gerekli olmaktadır. Aksi takdirde bir tarafa doğru kaymış durumdaki septumun orta hatta getirilmesi ile daha önce geniş olan taraf nispeten daralacak ve bu kısmın ameliyat öncesi hacmine uyum sağlamış olan konkalar küçültülmedikleri için tıkanıklık oluşacaktır.
En sık uygulanan yöntemler
Radyofrekans ile alt konka küçültülmesi
Mukozaya zarar vermeden alt konka cildi altındaki zengin damar içerikli yumuşak dokular içerisine radyofrekans enerjisi verilerek dokularda oluşan hasarının yarattığı büzülme, sertleşme ile doku hacminin azaltılması sağlanır.
Hastalarda alt konka radyofrekans işlemi ofis şartlarında lokal anestezi( bölgesel uyuşturma) ile yapılabilir.İşlem sırasında burun etinde kesilme olmadığından işlem sonrası belirgin kanama olmaz, tampon uygulanması gerekmez. İşlem sonrasında ağrı hissedilmez hastalar hemen günlük aktivitelerine geri dönebilirler.
Estetik ya da tıkanıklık için yapılan burun ameliyatları, kronik sinüzite yönelik ameliyatlar sırasında da kolaylıkla uygulanabilir.
Ameliyattan sonra kuruluk, hafif kanamalar, kabuklanma ve buna bağlı tıkanıklıklar2-3 hafta devam eder. Tam iyileşme 4-6 hafta sonra olur. Etlerde küçülmenin yanı sıra dış uyaranlarla, alerjik hastalıklarla ya da vücut pozisyonu ile oluşan genişlemelerde azalır.
Hayat kalitesi üzerinde ciddi olumsuz etkileri olan burun tıkanıklıklarında büyük oranda rol oynayan alt burun eti büyümelerinin tedavisinde son derece güvenli ve konforlu olarak uygulanabilen radyofrekans işleminin tek seansta başarılı sonuç verme oranı %80 civarındadır. İstenen burun açıklığının tam olarak elde edilemeyenlerde 2-3 aylık bekleme dönemleriyle işlem tekrarlanabilir.
Radyofrekans ile başarılı sonuç alınan hastalarda alerjik rinit, vazomotor rinit gibi hastalıkların bulunması, hastaların sürekli olarak havanın kuru ve kirli olduğu, sigara dumanlı veya soğuk ortamlarda bulunmaları ya da damar genişletici ilaçlar kullanmaları durumunda burun etleri 6 ay - 1 yıl içinde tekrar büyüyebilir. Bu durumdaki hastalarda radyofrekans işleminin tekrarı yapılabilir.
Konka radyofrekans işlemi, şikayetlerin düşükte olsa tekrarlama ihtimali olmasına rağmen yüksek başarı şansı, tampon gerektirmemesi, lokal anestezi ile yapılabilmesi ve kanamaya neden olmaması gibi avantajları nedeni ile hastalar ve hekimler tarafından en sık tercih edilen prosedürlerden birisidir.
Endoskopik Konka Redüksiyonu
Burun etlerin içindeki kemik kısmında da büyüme olan durumlarda endoskop ve mikrodebrider kullanarak mukoza altındaki yumuşak doku ve kemik dokusunun tıraşlanarak küçültülmesidir.
Bu yöntem genellikle konkaların büyüklüğünde konka içerisindeki kemiğin önemli etken olduğu, konkanın aşırı büyük ya da deforme olduğu, radyofrekans uygulamaları ile istenen sonucun alınamadığı veya radyofrekans işleminin tekrarlama ihtimali nedeni ile tercih edilmediği durumlarda uygulanmaktadır.
İşlem genel anestezi altında yapılmakta ve mikro debrider teknolojisi ile uygulandığında 20-30 dakika civarında sürmektedir. Burun etlerine yönelik geliştirilen yeni mikro debrider cihazlarının boyutları çok küçük olduğundan işlem sırasında mukoza bütünlüğü bozulmamakta bu nedenle endoskopik redüksiyon ameliyatları da artık sıklıkla tampon kullanılmadan gerçekleştirilebilmektedir. Konkaların zengin kan damarı içeriği nedeni ile ameliyat sonrasında kanama ihtimaline karşı hastaların 72 saat boyunca burnu aşırı sümkürmemeleri, zorlamamaları önerilmektedir.
Son derece etkili bir yöntem olan Endoskopik konka redüksiyonu ameliyatını takiben etlerde önemli ölçüde küçülme olmaktadır. Yeni mikro debriderler yardımı ile alt burun etlerinin arka bölümlerine de ulaşılmakta ve bu kısımları genişlemiş ya da deforme olmuş alt konkalarda da başarı ile küçültme yapılabilmektedir. Bu durumdaki bazı hastalarda beraberinde alt konka arka kısmına radyofrekans uygulanması da tercih edilebilmektedir.
Endoskopik redüksiyon yöntemi konka mukozasını koruyan bir teknik olduğundan çok daha nadirende olsa alerjik rinit, vazomotor rinit gibi tanıları olan, sürekli olarak havanın kuru ve kirli olduğu, sigara dumanlı veya soğuk ortamlarda bulunan ya da damar genişletici ilaçlar kullanan hastalarda uzun dönemde tekrar büyüme olabilmektedir. Bu durumdaki hastalarda radyofrekans uygulaması oldukça iyi sonuçlar vermektedir.
Konka Bülloza Ameliyatı
Orta burun etleri (orta konka) içerisinde yapısal olarak hava hücresi bulunabilmektedir. Bu durum konka bülloza olarak isimlendirilir.
Bu hava hücresinin büyümesi orta burun pasajında hava akımını önlemekte, aynı zamanda pasajın dış duvarında yer alan sinüs boşalma kanallarında tıkanmaya bağlı olarak baş ağrılarına ve kronik sinüs iltihaplarına neden olabilmektedir.
Bu tür problemlere neden olan konka bülloza varlığında orta burun etlerine uygun endoskopik cerrahi teknikerleri kullanılarak konka bülloza plastisi isimli ameliyat yapılmalıdır. Yaptığı görev açısından alt etler kadar kritik olmayan orta etlerin tam olarak çıkartılması burun fizyolojisinde ciddi sorun oluşturmasa da anatomik yapıyı bozmamak için tam çıkartılmadan bir kısmının çıkarılmaları tercih edilmektedir.